Cemile Tarkan
Hayattaki ilk adımlarını askerlerin uygun adımlarına
göre atmaya çalışan bir kız çocuğu düşününüz. Bu kız çocuğu Cemile
Kaşif, Kilitbahir’de doğdu. Hatırlayabildiği en geride kalmış izler,
yöre halkının “kale” dediği Çanakkale müstahkem mevkii tabyalarında
başlamıştı. Batarya Komutanı babasından gizli, nöbetçi erlerin hoş
görülüğünden yararlanarak kalelerin içlerine girer, erlerle dostluk
kurar ve özellikle topları sevip okşardı. Çanakkale müstahkem mevkii
dolaylarındaki halkla kaynaşmış bir bütündü. Yakın çevre nüfusunun bir
bölümü de subay aileleriyle onların yakınlarından oluşuyordu.
Topluluklarda edindiği bilgiler ve İtalya (Trablusgarp) Savaşından
Çanakkale Savaşlarının sonuna kadar şahit olduğu olaylar, Cemile’yi bir
anılar dizisi yazmaya yöneltmişti. Güçlü hafızası ve yeteneği, gördüğü
iyi eğitimle birleşince, bu anıları küçük yaşlardan itibaren yazmakta
zorlanmadı. Fransızca bilgisinin de yardımıyla, yazıları, sonradan Latin
harfiyle ifade etmeyi başardı. Cemile’nin yalnız babası değil dedeleri,
amcaları ve dayıları da askerliği meslek olarak sevmişlerdi. Bunların
arasında, Dardanos Bataryası Komutanı ve Hasan-Mevsup Şehitliği’nde adı
yaşayan Üsteğmen Hasan Hulise de vardı. Böyle olunca da bu anıların
duygu yüklü ve vatan, millet sevgisiyle dolu olması kaçınılmazdı.
Sonradan Makbule adını ve evlenince de Tarkan soyadını alan Cemile,
anılarını kuru kuruya vermek istememiş, bazen bir öykü, bazen de manzum
bir şiir havasına sokmuştu. Aralarına, bölgeyi, oraların kişilerini,
gelenekleri ve özel günleri ile tanıtan parçaları katmayı da ihmal
etmemişti. Böylece daha da renklenen, defterler dolusu bir anı topluluğu
oluşmuştur. Bu kitap, bu topluluktan 69 parça içermektedir. Cemile,
bunlarda anlatılanları ya yaşamış ya yaşayanlardan yada
çevresindekilerin anlattıklarından dinlemiştir. Ancak hiç kuşkusuz ki
bunlar, bir genç kızın temiz düşünce ve görüşleriyle aksettirdiği
gerçeklerdir ve bir öykü havasında tarihsel ayrıntılara ışık tutacaktır.