ForumPY-Türkiyenin en güncel forumu
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
ForumPY-Türkiyenin en güncel forumu

ForumPY-Türkiyenin en güncel forumu
 
AnasayfaAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap
Daha iyi bir forum için reklamlara tıklayın

 

 KAR-Orhan PAMUK

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Sfenks
AdminTürkiyenin en kaliteli forumuAdminTürkiyenin en kaliteli forumu
Sfenks


Mesaj Sayısı : 320
Kayıt tarihi : 10/05/10
Yaş : 28
Nerden : Ankara

KAR-Orhan PAMUK Empty
MesajKonu: KAR-Orhan PAMUK   KAR-Orhan PAMUK EmptyC.tesi Mayıs 15, 2010 3:02 pm

KİTABIN ADI: “KAR”

KİTABIN
YAZARI: Orhan PAMUK

YAYINEVİ VE ADRESİ: İletişim Yayıncılık A.Ş.
İstanbul

BASIM YILI: Ocak 2002


1. KİTABIN KONUSU:

Bu
kitapta; Türkiye’nin içinde bulunduğu durumlardan en sorunlusu olmaya
meyilli olan “İrtica ve Başörtüsü” konusunun örneklendirerek
açıklanması, ülkemizin içinde bulunduğu büyük sorun ve örümcek kafalı
kişilerin nasıl masum ve saf Türk halkını kandırdığını ve kendilerine
tapınılacak duruma getirdiklerini anlatmaktadır. Bir diğer açıdan
ülkemizin nasıl bu durumdan aciz kaldığı bazı konuları verse de, bu
konularda duyarlı olduğunu, görevli kişlerin konulara dikkat ve
titizlikle yaklaştığını, ancak bazı insanlarımızın burada sömürüldüğünü
ana tema olarak işlenmiştir.

2. KİTABIN ÖZETİ:


Kitapta
yazar, çok sevdiği arkadaşının anılarını anlattığını kitabın içinde
değişik yerlerde vurgulamaktadır. Kitaptaki yazılar tamamen otlarındaki
şeyleri anlatılmıştan ibaret olsa da bazı yerlerde kısaltlmalar ve
birilerini veya biryerleri rahatsız edeceği kuşkusuyla zorunlu olarak
kesintiler yapılmıştır.

Olaylar tamamen yurdumuzun doğu kesminin
Kars ilinde geçmektedir. Bir gazetede köşe yazarlığı yapan ve ünlü bir
şair olan Kerim Alakuşoğlu (kitabın bütününde ondan “Ka” olarak
bahsediliyor) Almanya’nın Frankfurt şehrinde geçirdiği onca senelerden
sonra Türkiye’ye dönme kararı verir ve geldiği ayların flaş haberleri
arasında yer alan “Kars’taki kadınların intiharı” konularının üzerinde
gazetede yayımlayabileceği bir araştırma yapmaya karar verir. Bunun için
ülkemizde kış aylarının en sert geçtiği dönemde Kars’a gitmeye karar
verir. Yolda gördüğü çoğu Kars’lı olan doğulu insanlarımızı,
giyinişlerini, konuşmalarını, yolların durumunu ve oradaki devlet
anlayışını açık ifadelerler anlatır. Yolda hayatında hiç yaşamadığı bazı
gülünç olayları ve yöre halkının candan ve sevecenliğini anlatır.

Kars’a
geldikten sonra üniversite yıllarından tanıdığı arkadaşlarını bulur
hatta üniversiteden tanıdığı ve boşandığını duyduğu eski aşkı
sayılabilecek olan İpek’in sahibi olduğu otele yerleşir. Bütün olanlar
boyunca bu otelde kalır.

Kente bir yazarın geldiğini ve o dönemde
de bir seçim zamanı olması itibariyle kentin ileri gelen devlet
görevlileri Ka’nın yanına gelerek ziyaret ederler, konuşurlar ve esas
olarak neden Kars’a geldiğini öğrenmeye çalışmaktadır. Ka’nın Kars’a
geliş sebebi intihar eden genç kızların ve kadınların neden bu yola
başvurduklarını öğrenmek, bunları gazetedeki köşesinde yayınlamak ve
yapabilirse halka intiharın kötülüklerinden bahsedip halkı bu yönden
uzaklaştırmaktır. Tabi bölgeye böyle ünlü gazetecilerden ve
sanatkarlardan fazla gelen olmadığı için halk önce onu yadırgar ama Türk
halkının en büyük özelliklerinden misafirperverlikten de vazgeçmezler.

Ka’nın
şehre geldiğini duytan bazı din taraftarları ve yobaz kişiler onu kendi
saklandıkları köşelere çağırır ve onlarla göüşmesini sağlarlar.
Amaçları tabii ki kötü düşüncelerini ve geri kalmış fikirlerini onada
aşılamak ve Kars halkının daha da dikkatini çekmektir. Bu arada Ka
araştırmalarına devam eder ve intihar eden kadınlarla öğrencilerin
çoğunun bunalımda veya aşk acısından kendilerine kıydıklarını anlar.
Fakat şöyle bir durum da vardır ki bu ölen şahıslar üniversitede okuyan
ve başörtüsü taktıkları için okula alınmayan kimselerdir. Bunu fırsat
bilen geri kafalı insanlar devletin dine karşı olduğunu, Kars’taki
görevlileri ise ateistlikle suçlarlar. Ka da devlet görevlilerini biraz
destekler gibi göründüğünden onu da ateistlikle suçlarlar. Bu
gelişmelerin yanında birtakım cinayetler işlenir. En önemlisi ise
üniversitede devletin kurallarını uygulayan bir öğretim üyesinin
öldürülüşüdür ki bunu yapanlarda laik devlet düşmanı gruplardır. Ka tüm
bu olayların üzerinde korkmadan bu tip insanlarla ilişki kurar,
çetebaşlarıyla görüşür ve buradaki saf ****kanlı erkeklerin ve
bayanların kandırıldıkları anlar. Bir ara kendisini öyle olaylar ve
davranışlar içinde bulur ki kendisinin de onlardan birisi gibi olacağını
anlayıp kurtulur onlardan.

İpek’e aşık olan Ka tüm bu olayların
yanında kendinin ne kadar tehlikelerin içinde olsa dahi kendinin İpek’in
yanında ve mutlu olduğunu hisseder. Ama bu mutluluğun gerçek mi yoksa
zahiri mi olduğunu anlayamaz. Bütün bu olaylar yaşanırken halkın sosyal
aktivitesini ve mutluluğunu, gece gündüz kar yağmasından dolayı
düştüğünü ve halkın morale ihtiyacı olduğunu anlayan görevliler
tarafından bir organizasyon düzenlenir. Bu organizasyonda laik
cumhuriyet yanlısı oyunlar oynanır ve örümcek kafalıların amaçlarına
ulaşamayacağı anlatılır. Gösteride bulunan çoğu beyni yıkanmış imam
hatipli öğrencilerin ve hokkabazların laf atması, sataşması, cumhuriyet
rejimini ve devlet memurlarını din düşmanı olarak adlandırmalarından
dolayı olaylar çıkar. Olayların sonucu kentte sokağa çıkma yasağı ilan
edilir ve ihtilal boy gösterir. Tabii bunu bir çok halk sevinçle
karşılarken gericilerin çoğu ve ülkemize çomak sokmak isteyenler
nezarathanelere konur ve sorguları alınır. Ka bu olayları pür dikkat
inceler. Bir çok şiiri de bu olaylardan etkilenerek yazar.

Olayları
sıkıca inceleyen Türk polis ve askerinin bu durumlarda nasıl canla
başla çalıştıklarını ve ülkeyi korumak için bu gericilere nasıl
davrandıkları, ülkemizin bu konulardaki sorunlarına da yazar uzunca
dikkat çeker. Ka bütün bunları yaparken bazı dinci lider ve
elebaşlarının ifadelerini eline geçirir ve hayretle bir ürperti hissi
duyar. Bu insanların kimlerce desteklendiklerini ve yaptıklarını
öğrendikçe meğer ülkesinde neler olduğunu ve haberinin olmadığını anlar.
Bu insanların Tanrı’nın adını kullanarak ne zalimce işler yaptıklarını,
nice cinayetler işlediklerini ve utanmadan bunları Tanrı için
yaptıklarını öğrenince büsbütün hayrete düşer.

Ka olaylardan
etkilenmişti ama korkmaya başlamıştı birazcık. Çünkü bazı dinci kesimler
Ka’yı bir ajan olarak görüyor ve kendilerine vurulan darbelerin sebebi
olarak onu görüyorlardı. Arada bir tehditler olmasına rağmen polisin
Ka’yı koruduğunu zannedip düşüncelerinden vazgeçmişlerdi.

Ka
bütün olayları incelemişti ve Kars’ı “Dünyanın bittiği yer” olarak
adlandırmıştı. Sevdiği İpek’in bile bazı gerikafalılarla işleri ve
ilişkileri olduğunu öğrenince kendisini bu şehirde tutacak bir neden
kalmayacağını düşünüp şehirden üzüntülü olarak ayrılıp İstanbul’a
dönecekti. Ama artık hayattan umudu kesildiği için Ka düşüncelere
dalmakta ve İpek’i düşünmektedir. Buna rağmen en sonunda hediyeler ve
teşekkürlerle Kars’tan ayrılır. Kars tam olarak düzelmese de uygarlık ve
rahatlıklara ilk adımı atmaktadır.

3. KİTABIN ANA FİKRİ:

Kitabın
ana fikri bir çok konu üzerine odaklanmış gibi görünsede ülkemizin doğu
kesimlerinin gerçekten de yokluk, ilgisizlik ve eğitimsizlikten nasıl
geri kalmışlığını, nasıl cahil düşüncelerin kabul edildiğini, bu tip
düşüncelerin insanları nasıl hiçe saydığını anlatmaktadır. Aslında yöre
halkının çok duyarlı, vatanına ve milletine ne kadar bağlı olduğunu ama
nedense dış devletlerin veya dış kuvvetlerin belki de yörede güç sahibi
olmak isteyen vatan hainlerinin nasıl yandaş topladıklarını, cahil halkı
din duygularını kullanarak nasıl sömürdüklerini ve başörtüsü yüzünden
halkımızla devletimizi nasıl karşı karşıya getirdiklerini anlatmakta,
okuyucuya bu konularda güzel örnekli bir anlatım vermektedir.


4.
KİTAPTAKİ OLAYLARIN VE ŞAHISLARIN DEĞERLENDİRİLMESİ:

Ka kendi
içinde bazen entel bazen duygusal, kaliteli ve anlamlı şiirler yazan,
ülkesini belki de yurtdışında yaşadığı için çok seven ama en azından hiç
boş durmayıp ülkesine yardım eden kişi olarak göze çarpmaktadır.

Olaylar
sürekli Ka’nın etrafında döndüğü için diğer kişiler biraz sönük kalsada
sevgilisi ve otel sahibi İpek, bu akımlardan ve kafa yapılarından
etkilenmiş İpek’in kardeşi Kadife ve sonu ölümle biten yüreği çok saf,
tertemiz ve kandırılmış kişi Fazıl. Ka burada İpek’in sevgisinden çok
Fazıl’ı sevmiş ölümüne üzülmüştür.

Kitapta olaylar birbirinin
devamıdır ve yazar kitabı 43 bölüme ayırmıştır. Bütün bölümlerde güzel
tasvirler ve olayların tarafsızca aynen anlatıldığını, olan olayların
ise Türkiye’nin kaderimidir bilinmez şu ankiyle aynı olduğudur.


6.
KİTABIN YAZARI HAKKNDA KISA BİLGİ:

Orhan PAMUK; 1952’de
İstanbul’da doğdu ve Cevdet Bey ve Oğulları ve Kara Kitap adlı
romanlarında anlattığına benzer bir ailede, Nişantaşı’nda büyüyüp
yetişti. New York’ta geçirdiği üç yıl dışında hep İstanbul’da yaşadı.
Liseyi Robert Koleji’nde bitirdi, İstanbul Teknik Üniversitesi’nde üç
yıl mimarlık okudu, 1976’da İstanbul Üniversitesi Gazetecilik
Enstitüsü’nü bitirdi. 1974’den başlayarak düzenli bir şekilde yazı
yazmayı kendine iş edindi. İlk romanı Cevdet Bey ve Oğulları 1979’da
Milliyet Yayınları Roman Yarışması’nı kazandı. 1982’de yayımlanan bu
kitap 1983 Orhan Kemal Roman Ödülü’nü de aldı. Aynı yıl ilk baskısı
çıkan Sessiz Ev ile 1984 Madaralı Roman Ödülü’nü ve bu kitabın Fransa’da
çıkan çevirisiyle de 1991 Prix de la découverte européenne’i (Avrupa
Keşif Ödülü) kazandı. 1985’de yayımlanan tarihî romanı Beyaz Kale
Pamuk’un ününü yurt içinde ve yurt dışında genişletti. New York Times
gazetesinin “Doğu’da bir yıldız yükseldi” sözleriyle karşıladığı bu
kitap, belli başlı bütün Batı dillerine çevrildi. 1990’da yayımlanan
Kara Kitap, karmaşıklığı, zenginliği ve doluluğuyla çağdaş Türk
edebiyatının üzerinde en fazla tartışılan ve en çok okunan romanlarından
biri oldu. Ömer Kavur’un yönetmenliğini yaptığı Gizli Yüz filminin
senaryosunu da Pamuk 1992 yılında kitaplaştırdı. 1994’te yayımlanan ve
esrarengiz bir kitaptan etkilenen üniversiteli gençleri hikâye ettiği
Yeni Hayat adlı romanı Türk edebiyatının en çok okunan kitaplarından
biri oldu. 1998’de yayımladığı Benim Adım Kırmızı adlı romanı olağanüstü
bir ilgi gördü. Romanları yirmi dile çevrilen Orhan Pamuk yirmi beş
yıldır tuttuğu defterler, dergi ve gazetelere yazdığı yazılar,
denemeler, eleştiri yazıları, röportajlar ve gezi notlarından yaptığı
titiz bir seçme ile daha önce yayımlanmamış “Pencereden Bakmak” adlı
uzun hikâyesini Aralık 1998’de Öteki Renkler başlığıyla kitaplaştırdı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
https://forumpy.yetkin-forum.com
 
KAR-Orhan PAMUK
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ForumPY-Türkiyenin en güncel forumu :: Öğrenci :: Lise Bilgi Paylaşım-
Buraya geçin: